Modernizm Ve Postmodernizm
Modernizm ve Postmodernizm Nedir?
Postmodernizm konusu gibi ciddi ve düşündürücü bir meseleyi ele alırken, dünya etrafımızda dönerken bir yandan da eğlenceli atıflar yapmak ve biraz espri eklemek güzel olabilir. Hadi başlayalım!
Öncelikle, postmodernizm dediğimiz kavramı anlatırken pek çok ünlü ismin yorumlarından bahsettim. Hepsi postmodernizmi anlamak için bir şeyler yapmış, ama kafaları karıştırmak yerine bu kavram altında olan olayları kavramak için çalışmışlar. Neyse, biraz filozof muhabbeti yeter, şimdi biraz modernizm konuşalım. Modernizm, aslında Latince kökenli bir kelime. 5. yüzyılda Hıristiyan olanlar için kullanılan bir ifadeymiş. Batı Avrupa'da Rönesans'tan Reform'a kadar devam eden bir dönemdeyiz. Modernizm demek, o zamanlarda Aydınlanma, Rasyonalizm ve Pozitivizm gibi üç büyük düşünce akımına denk geliyor. Fuko'ya göre iktidarın asıl meselesi, otoritenin arzulanan şeyler üzerine kurulu olması. Yani iktidar, arzuları yönetene denir. Arzulananın sahibi, o arzuyu sağlayan kişi de iktidar sahibidir. Şimdi, bu iktidar meselesini bir de sosyal medya üzerinden düşünelim.
Facebook ve İnstagram
Gelin şu Facebook'u, Instagram'ı biraz ele alalım. Bu mecralarda herkesin bir hesabı var, değil mi? İşte bu platformlar bizi biz yapan ayrıntıları saklıyor. Hangi filmleri sevdiğimizden, hangi tarz içerikleri takip ettiğimize kadar bir sürü bilgiyi kendi algoritmalarında topluyorlar. Sonra da bu bilgilerle bizi hedefleyen reklamlarla karşımıza çıkıyorlar. Ve şaşırtıcı bir şekilde, hala bu mecraları kullanmaktan keyif alıyoruz!
Fuko'nun dediği gibi, iktidar arzulanan şeyleri elinde tutandır. Yani beğenilmeyi, paylaşılmayı istiyoruz ve bu platformlar da bunu bize sunuyor. Bunlar bizim arzularımızken, sahiplerinin ise iktidarı. Bu da bize, telefon ve bilgisayar bağımlılığının zararlarına rağmen bu platformlara rıza göstermemizi hatırlatıyor.
Aslında hepimiz farkındayız, bilgisayar ve telefon kullanımının sağlığa zararlı olduğunu biliyoruz ama buna rağmen bağımlı olmaktan da geri durmuyoruz. İşte bu da tam olarak Fuko'nun iktidar teorisini özetliyor. Güncel olarak Fuko'nun panoptikon teorisinden de bahsetmek gerekiyor, ama onu bir sonraki kısma saklayalım. Modernizmden postmodernizme geçiş ve sosyal medya, günümüzün tuhaf ve düşündürücü yüzleri. Sosyal medyanın bize neler yaptığını ve bizi nasıl yönlendirdiğini anlatmak için bazen biraz düşünebiliriz, değil mi?
Sosyal Medyanın Yüzü
Öyleyse, sosyal medya ve iktidar arasındaki ilişkiyi biraz daha açalım. Bu platformlar, aslında bizi bir tür hegemonya altına alıyor, öyle değil mi? Hepimiz telefon ve bilgisayarın fazlasının sağlığa zararlı olduğunu biliyoruz. Ama yine de bu cihazlara bağlıyız, adeta hayatımızın bir parçası haline geldi.
Biraz eğlenceli bir yanı da var bu durumun. Hepimiz, göz sağlığımızdan, bel ağrılarına kadar bir sürü zarar görebileceğini biliyoruz, ama yine de buna göz yumuyoruz. İşte tam olarak bu, Fuko'nun iktidar teorisini pratikte gösteriyor.
Şimdi, bu modern çağın getirdikleriyle Foucault'nun panoptikon kuramını birleştirirsek, ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Bu teori, insanların gözetim altında hissetmelerinin kontrol aracı olarak kullanıldığını anlatır. Sosyal medya da buna oldukça benziyor, değil mi? Sürekli bir izlenme hissi, belki de bu platformlara bağımlılığımızın bir kısmını açıklıyor.
Bu konu, günümüz dünyasının küreselleşmesiyle birlikte daha da önemli hale geliyor. Her şeyi kontrol eden ve bizim üzerimizde bir tür etki oluşturan bu sistem, aslında bize ne kadar da bağlı olduğumuzu gösteriyor.
Sonuç olarak, modernizm ve postmodernizm arasında kıvrak bir dansın içindeyiz. Sosyal medya, bizi hem yönlendiriyor hem de iktidar sahiplerinin oyun alanı oluyor. Bu platformlara olan bağımlılığımız, iktidarın nasıl çalıştığını da bize gösteriyor. Öyleyse, bu tür mevzularda biraz düşünmek ve biraz da gülümsemek iyi olabilir. Bakalım, bu dans nereye varacak, değil mi? Bir sonraki blogda görüşmek üzere!