Geleceğin Sağlık Teknolojisi
Bu muazzam halka şeklindeki yapı, "Büyük Halka" olarak adlandırıldı. Keşif, Central Lancashire Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi tarafından yapıldı ve Dünya'dan 9.2 milyar ışık yılı uzakta olduğu belirlendi. Büyük Halka'nın çapının yaklaşık 1.3 milyar ışık yılı, çevresinin ise yaklaşık dört milyar ışık yılı olduğu açıklandı. Eğer doğrudan gözlenebilseydi, Büyük Halka'nın çapını kaplamak için yaklaşık 15 dolunay gerekeceği ifade edildi.
Bilim insanları, daha önce "Dev Yay" olarak adlandırdıkları başka bir yapıyı 2 yıl önce keşfettiklerini ve Büyük Halka ile Dev Yay'ın uzayda birbirlerinden sadece 12 derece uzaklıkta olduğunu ve "kozmolojik komşular" olduklarını belirttiler.
Central Lancashire Üniversitesi doktora öğrencisi Alexia Lopez, Büyük Halka'nın keşfini yapan kişi olarak, "Büyük Halka ve Dev Yay aynı uzaklıkta, Çoban Boötes takımyıldızının yakınındadır. Bu da onların evrenin şimdiki yaşının sadece yarısı kadar olduğu anlamına gelir. Aynı zamanda gökyüzünün aynı bölgesindeler ve birbirlerinden yalnızca 12 derece uzaklar" dedi.
Bilim insanları, bu iki olağanüstü ultra büyük yapının bu kadar yakın konfigürasyonda bulunmasının, birlikte daha da olağanüstü bir kozmolojik sistem oluşturma olasılığını artırdığını belirtti. Lopez, "Bu veriler o kadar uzak ki bize ulaşması, evrenin ömrünün yarısını aldı; yani evrenin şimdikinden yaklaşık 1.8 kat daha küçük olduğu bir dönemden bu yana. Büyük Halka ve Dev Yay, evrenin gelişimini anlamaya çalışırken, hem tek tek hem de birlikte büyük bir kozmolojik gizem sunuyor" şeklinde konuştu.
Açıklamada, mevcut kozmolojik teorilere göre bu ölçekte yapıların mümkün olmadığı düşünülüyordu. Kozmologlar, gözlemlenebilir evrenin tamamında belki de son derece büyük bir yapı beklenemeyeceğini düşünüyordu. Ancak Büyük Halka ve Dev Yay, bu teorilere meydan okuyarak olağanüstü derecede büyüleyici bir keşif sunuyor.
Yapay Zekâ Destekli "Sihirli Ayna": Sağlık ve Geleceği Analiz Ediyor
Tüketici Elektroniği Fuarı'nda (CES) tanıtılan yeni bir yapay zekâ destekli ürün, sadece bir aynadan çok daha fazlasını vaat ediyor. Bu dikey tablet formundaki ayna, yüzünüzdeki kan akışını tarayarak 100'den fazla sağlık parametresini analiz edebiliyor. Sağlık teknolojilerindeki bu yenilikçi adım, hastalık risklerini ölçme ve gelecekteki sağlık durumu hakkında bilgi sağlama amacını taşıyor.
Bu benzersiz ayna, tablet üzerindeki kamerası aracılığıyla yüz dokusundaki mikrovasküler kılcal damarlarındaki kan hacmindeki değişiklikleri ölçen Fotopletismografi yöntemini kullanıyor. Elde edilen veriler, çeşitli sağlık parametrelerini değerlendirmek için kullanılıyor. Yüksek tansiyondan ateş semptomlarına, depresyondan zihinsel sağlığa, felç riskinden "yüz derisi yaşlanmasına" kadar geniş bir yelpazede sağlık göstergelerini izleme yeteneği, bu cihazın potansiyelini gösteriyor.
Özellikle, bu ayna kullanıcıları potansiyel sağlık riskleri konusunda uyarabiliyor. Örneğin, cihaz kişinin yüksek bir risk altında olduğunu tespit ederse, kullanıcıyı bu konuda bilgilendirebilir ve gerekli sağlık önlemlerini alması için teşvik edebilir. Bu özellik, özellikle klinikler ve yaşlı bakım evleri gibi sağlık kurumları için ideal bir çözüm olarak öne çıkıyor. Ancak, bu "sihirli ayna"nın kullanıcılarına sunduğu avantajların yanı sıra, bazı kullanıcıları rahatsız edebilecek bir yönü de bulunuyor. Örneğin, bir muhabir, aynanın kullanıcının cilt yaşını gerçek yaşından "yedi yaş daha büyük" olarak değerlendirdiğini belirtiyor. Bu durum, cihazın gerçekçi olmayan veya kullanıcıları üzen yorumlara yol açabileceği bir riski ortaya koyuyor.
Ürünün reklam ekibi, aynanın bazen acımasız yorumlar yapmasının, cihazın uzun vadeli ticari çekiciliğinin bir parçası olduğunu kabul ediyor. Ayna, "Pamuk Prenses'in sihirli aynası" olarak pazarlanıyor, bu da ürünün kullanıcılarına kendilerini gerçekçi olmayan bir şekilde yansıtabileceği ve onlara gerçek dışı bilgiler verebileceği fikrini pekiştiriyor.
Bu tür teknolojik gelişmeler, sağlık ve yapay zeka alanındaki ilerlemeleri bir araya getirerek insanların sağlık durumlarını daha etkili bir şekilde takip etmelerine ve potansiyel risklere karşı daha hızlı önlemler almalarına yardımcı olabilir. Ancak, bu tür cihazların doğru ve güvenilir sonuçlar üretebildiğinden emin olmak için daha fazla bilimsel araştırmaya ve düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.